Glüten Nedir?
Glüten, başlıca buğday, arpa, çavdar gibi tahıl grubu besinlerde bulunan bir protein çeşididir. Hamurun kabarmasında ve ekmek gibi tahıl ürünlerinin raf ömrü üzerinde etkilidir.
Glütensiz diyet ise aslında çölyak, glüten duyarlılığı, glüten alerjisi, buğday alerjisi gibi hastalıkların tedavisinde kullanılır. Glütensiz diyetin otizm, şizofreni gibi nörolojik hastalıklarda olumlu etkileri görülse de kesin tedavi yöntemi olarak hâlâ görülmemektedir. Sporcularda da glütensiz diyet ile yapılan çalışmalarda glütensiz diyetin herhangi olumlu bir etkisi bulunamamıştır.
Çölyağın tedavisi için ise glütensiz diyetin sürekli olarak uygulanması gerekiyor. Gelin, glütensiz beslenmeye geçmeden önce ABD popülasyonunda oranı %1’e ulaşan ve prevelansı Avrupa ülkelerinde de gittikçe artış gösteren çölyak hastalığını yakından tanıyalım!
Çölyak Nasıl Bir Hastalıktır?
Sağlığımız için var gücüyle savaşan bağışıklık sistemimiz zararlı bileşenlerle mücadele etmek için antikorlar üreterek bizi korumaya çalışır. Vücudumuz, bazen yararlı bileşenleri de zararlı olarak algılayıp onlara karşı antikorlar üretebilir.
Çölyak hastalığında ise, vücudun glüten adlı proteini zararlı olarak algılayıp antikor üretmeye başlar. Süreç içerisinde, glüten içeren besinlerin tüketilmesiyle bağırsaklarda iltihaplanmalar meydana gelir ve alerjik reaksiyonlar yaşanabilir. Bu durumda, glüten alerjisi yaşadığın için glütensiz beslenmen gerekir.
Bu durum, bağırsaklarda besinlerin emilimini kolaylaştıran villus adı verilen girinti ve çıkıntıların düzleşmesine neden olur. Böylece besinlerin, Fe, Zn, Cu, B9, B12 vitamini gibi vitamin ve minerallerin eksiklikleri görülür ve uzun vadede bağırsaklarda hasar meydana gelir.
Peki, vücudun kendi dokularına zarar vererek ortaya çıkan bu oto-immün hastalığın oluşmasına neler neden oluyor bir göz atalım:
Nasıl Çölyak Olunur?
Genetik faktörler, çevresel faktörler, bağışıklık sistemi, enfeksiyonlar, sosyo-ekonomik düzey, tahıl tüketme oranı, antibiyotik kullanımı hastalık üzerinde oldukça etkili.
Bu faktörlerin haricinde artan kanıtlar, bağırsak mikrobiyomunun hem bileşimindeki hem de işlevindeki değişikliklerin çölyak hastalığı ile ilişkili olduğu hipotezini desteklemektedir.
Şöyle ki; yapılan çalışmalarda çölyak hastalarının benzer bir mikrobiyom profiline sahip olduğu ortaya çıkmakta: Çölyak hastalarının dışkı analizleri alındığında Bifidobakteria ve Prevotella bakterilerinde azalma ve Bacteroides‘lerde bir artış olduğu görülmektedir.
Bununla birlikte, mikrobiyomda yararlı bakterilerin azalıp zararlı bakterilerin azalmasıyla meydana gelen disbiyotik tablonun, insanın bağışıklık sisteminin tepkisini değiştirerek otoimmüniteyi etkileyebileceği ileri sürülmüştür. Ayrıca, disbiyoz, bağırsak dengesinin bozulmasına neden olarak, çölyak hastalığını başlatabilir ve hastalığın seyrini şiddetlendirebilir.
İsveç’te yapılan büyük bir kohort çalışması ise, çölyaklı hastalarda yaş ve cinsiyet uyumlu kontrollere kıyasla C. difficile enfeksiyonu risk oranının önemli ölçüde daha yüksek olduğunu göstermiştir.
Mikrobiyom, antimikrobiyal moleküller salgılayarak patojenlere karşı daha iyi bir savunma sağlar. Bağırsakla ilişkili bağışıklık sistemi dokuları (GALT) tarafından üretilen antikorlardan biri olan IgA’lar ile ilgili yapılan bir çalışmada IgA dışkı düzeyindeki bir azalmanın bebeklerde çölyak hastalığı gelişimine neden olabileceği görülmüştür.
Çölyak Nasıl Anlaşılır?
Bir sürü belirti ile mücadele ediyor ama çölyak hastası mıyım diye emin olamıyor musun? Aşağıda belirtilen semptomlara dikkat ederek ve gerekli testleri yaptırarak bu şüphene bir son verebilirsin!
Çölyak hastalığının belirtileri ve ortaya çıkış zamanı kişiden kişiye, yaş gruplarına göre farklılık gösterebilir. Yapılan araştırmalarda; yaşamın ilk iki yılında glütene daha fazla maruz kalmış çocuklarda çölyak hastalığının gelişme riskinin daha fazla olduğu görülmektedir. Ayrıca; uzun süre anne sütünü alan çocuklarda çölyak belirtilerinin daha geç ortaya çıktığı da belirtilmiştir.
Yaygın Olarak Görülen Belirtiler
Şiddetli karın ağrısı, karın şişliği, aşırı gaz oluşumu, baş dönmesi, kusma, ishal, kabızlık, yorgunluk hissi, adet düzensizliği, kansızlık, kilo kaybının görülmesi ve ağızda yaraların oluşması.
Uzun Vadede Görülebilecek Ciddi Belirtiler
İnce ve zayıf kemikler, diyabet, kemik veya eklem ağrısı, demir eksikliği, kansızlık, nedeni bilinmeyen karaciğer hastalıkları, duygu durum değişiklikleri, sinirlilik ve depresyon, kısırlık, deri döküntüleri, diş ve diş eti problemleri.
Çölyak Nasıl Teşhis Edilir?
Malabsorbsiyon ve steatore ( yağlı dışkılama) harici serolojik testlerle (çölyak testi) ve biyopsi ile çölyak tanısı konulur.
Kan değerlerinde IgA, IgG ve Anti Endomysium (EMA) değerlerine bakılarak bir ön tanı konur. Eğer çölyak testlerinde çölyak hastalığının belirtileri görülüyor ise kesin tanının konulması için ince bağırsak biyopsisi yapılır.
Çölyak Nasıl Tedavi Edilir?
Çölyağın şu an tek tedavisi günde 10 mg’dan az glüten içeren glütensiz beslenme olarak karşımıza çıkıyor. Bu açıdan glutensiz diyeti tedaviden çok yaşam tarzı olarak benimsemen önemlidir.
Bu diyeti uygularken marketlerde satılan glütensiz ürünleri, glütensiz ekmekleri diyetine ekleyebilir, glütensiz doğal sebze ve meyveleri, bakliyatları rahatlıkla tüketebilirsin. Ancak, glütensiz beslenmede yiyecekleri hazırlama ve saklama aşamasında kullanılan malzemelerin glüten içeren besinler ile kontaminasyona girmemesine dikkat etmen gerekir.
Glütensiz beslenmenin içeriğine yakından bir bakalım:
Glütensiz Beslenmede Uzak Durman Gereken Yiyecekler
>Buğday, arpa, çavdar, çavdar ve buğdayın karıştırıldığı ürünler, durum unu, beyaz un, irmik, nişasta, mısır ekmeği, işleme uğramış ve buğday içeren ürünler
>Buğday, arpa, çavdar veya yulaf unlarından hazırlanan ekmek, bisküvi, kek ve pasta gibi besinler
>Sosis, salam, hazır çorbalar gibi gıdalar
>İşleme sırasında çapraz kontaminasyon ile ilgili endişelerden dolayı yulaf tüketimine de dikkat edilmelidir.
>Ayrıca buğday nişastası ve gluten bazı ilaçların yapısında da yer alabilmektedir. Bu besinler de tüketilmeden önce içeriğine dikkat edilmelidir.
Glütensiz Beslenmede Tüketebileceğin Yiyecekler
>Karabuğday, pirinç, mısır, patates,kinoa, kuruyemişler, baklagiller, soya, amarant
>Et, tavuk, balık
>Süt, yoğurt, peynir, kaşar, kefir
>Tüm sebze meyveler
Eğer çölyak hastalığına sahip değilsen ve glüten alerjin yoksa glütensiz beslenmek sana yarardan çok zarar getirebilir.
Nasıl Mı?
Glütensiz ürünler daha fazla oranda yağ ve daha düşük oranda lif içerdikleri için ağırlık kaybetme vaadi ile başladığın diyet kilo alımı ile sonuçlanabilir. Ayrıca B1, B12, B9 vitaminlerinin ve kalsiyum, demir gibi minerallerin oranı diyetinde büyük oranda azalır.
Kilo alımından ziyade uzun süre bu tarz beslenmek tüm bu faktörlere bağlı olarak kardiyovasküler hastalıklara, obeziteye, insülin direncine, metabolik sendroma, osteoporoza, hatta depresyona bile neden olabilmektedir. Glütensiz ürünlerin, glutensiz ekmeklerin, glütensiz paketli ürünlerin pahalılığı ise cabası…
Ayrıca, çölyak tanısı alan hastaların büyük çoğunluğu glütensiz beslendiğinde semptomlarında iyileşmeler gösterirken, klinik iyileşme göstermeyen bir çölyak grubu da bulunmaktadır. Bu nedenle belirli hasta alt gruplarının semptomlarını hafifletmek için mikrobiyomun diyet ile modülasyonu ile hastalık riski ve hastalığın seyrinin şiddeti azaltılabilir. Dahası, sağlıklı insanların glütensiz diyet uyguladıklarında mikrobiyom profillerinde yararlı bakterilerin oranının azaldığı görülmektedir.
Henüz yorum yapılmamış ilk yorum yapan siz olun...
Yorum Yap
*
*
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter
kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar
hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Bu Sayfa 3425 kez ziyaret edilmiştir.
Tarih : 04 Eylül 2020